Arama

Bozuk Düzeni Değiştireceğiz

9 yıl önce

Parti Binasında yönetim kurulu toplantısı öncesi konuşan Saadet Partisi Elazığ İl Başkanı İbrahim Hacıbekiroğlu yaklaşan genel seçimler ve gündem de ki gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Bozuk Düzeni Değiştireceğiz
ad image
ad image

Hacıbekiroğlu, Türkiye’nin ve İslam coğrafyasının tarihte eşine rastlanmamış biçimde kuşatma altında olduğunu söyledi. Emperyalizmin İslam dünyasını tarumar ettiğini belirten Hacıbekiroğlu, ”Türkiye’yi yönetenler hâlâ çelik çomak oynuyor. Hâlâ Avrupa Birliği’nden medet umuluyor ve Türkiye’yi bölüp parçalamak isteyen hakiki aktörlerin Avrupa olduğu hâlâ fark edilmiyor. Dünyada Avrupa Birliği Bakanlığı bulunan tek ülke Türkiye, öte yandan işsizlik, dış borç, yolsuzluklar almış başını gidiyor” değerlendirmesinde bulundu.

 

6 Milyon İşsiz Var

 

Türkiye’de 6 milyon kişinin işsiz olduğunu ifade eden Hacıbekiroğlu: “Bu kadar işsize iş taahhüt ediyorsunuz, ‘kaynak ne’ diye soracaklar. Bütün bunların hesabı, planı, projesi yapılmıştır. Emek yoğun alanlarda bir işçinin istihdamı için ortalama 250 bin liraya ihtiyaç var. Ak Saray’ın maliyeti ne kadar 10 milyar lira. O sarayı yaptıracağımıza iş alanına yönelmiş olsak, sadece o binanın maliyetiyle tam 40 bin gencimize iş imkanı sağlamış olacaktık. Bunlar bir tercih meselesidir. Asıl olan sağlıklı, iktisadi karar verebilmektir, rasyonel kararlar verebilmektir” şeklinde konuştu.

 

Asgari ücretliden vergi alınmayacak

 

Baş aşağıya giden ekonomik tablo hakkında da bilgi veren Hacıbekiroğlu, “Ankara bir takım yolsuzlukların, pisliklerin üstünü örtmeye çalışırken, Anadolu işsizlikle, yoksullukla uğraşmaktadır” dedi. İktidara geldiklerinde adil düzeni kuracaklarını, gelir dağılımını düzelteceklerini, tüm isteyenlere iş imkanı sağlayacaklarını belirten İbrahim Hacıbekiroğlu, iktidara geldikleri ilk gün işçi, memur ve emekliye bir maaş ikramiye sözü verdi. Yine ilk günden itibaren asgari ücretten vergiyi kaldıracaklarını dile getiren Hacıbekiroğlu, bunun da asgari ücretlinin maaşında yüzde 50 artış anlamına geldiğini kaydetti.
 


Ortadoğu’da Sınırlar Müslümanların  Aleyhine Çiziliyor

 

Türkiye ve İslam coğrafyası, tarihte hiç görülmediği kadar kritik bir süreçten geçiyor.  Tam bir ateş çemberinin içindeyiz. Hepinizin bildiği gibi en son Yemen karıştı. Irak, Libya, Suriye ve Sudan’ın ardından bir İslam ülkesi daha parçalanmanın eşiğine geldi. Kuzey ve Güney olmak üzere resmen olmasa bile fiilen ikiye bölündü. 2013 yılında New York Times’de bir makale çıkmıştı. Bu makalede 5 ayrı İslam ülkesinin, 14 ayrı devletçiğe bölüneceği öngörülüyordu. Hatta söz konusu makalede yeni devletlerin isimleri bile vardı; Şiistan, Sünnistan, Kürdistan, Dürzistan!... İşte Yemen’e bakıyoruz, bir tarafta Şii’ler, diğer tarafta sünniler. Yemen son örnek. Sadece Yemen’de değil, bütün İslam coğrafyasında aynı tehlikeli oyunlar oynanıyor. “Şii”, “Sunni”, “Türk”, “Kürt”, “Arap”, “Acem” denilerek, her türlü etnik ve mezhebi farklılıklar tahrik ediliyor, kışkırtılıyor. Zaten bölünmüş bir coğrafya bu yolla daha da küçük parçalara bölünüyor. “Mikro Devletçikler” kuruluyor. Sınırlar Müslümanların aleyhine olarak yeniden çiziliyor. “Böl-parçala ve yok et taktiği” acımasızca uygulanıyor.

 

Asıl Hedef ‘Türkiye’ Demiştik

 

Zulüm yerine adaleti yeniden hâkim kılmaya mecburuz. Bunun için yapmamız gereken ilk iş şahsiyetli bir dış politika ortaya koymaktır. Artık Avrupa kapılarında oyalanmak yerine, öze dönmek, kendimize gelmek ve İslam Birliğini kurmaktır. Öze dönmek, kendimize gelmek ve İslam ülkelerini bir araya getirerek, güçlerini birleştirmektir. Çünkü İslam Birliği’ni kurmadan, adil bir dünya kurmak mümkün değildir. İnanın artık vakit kalmadı. Ateş kapımıza dayandı. Küresel emperyalizmin ve Irkçı Siyonizm’in asıl hedefi Türkiye’dir. Irak, Suriye, Libya, Yemen… Her düşen İslam ülkesi, tehlikenin Türkiye’ye biraz daha yaklaştığını göstermektedir. Bu yüzden ya bir olacağız ya da yok olacağız! İnanın artık vakit çok daraldı, çünkü ateş kapımıza dayanmış durumda. Küresel emperyalizmin ve ırkçı siyonizmin asıl hedefi Türkiye’dir. Bundan on küsür yıl önce ırak işgal edildiği zaman halkımızı uyarmıştık. Irak’tan sonra sıra Suriye’ye gelecek demiştik, unutmayın asıl hedef Türkiye’dir demiştik. Gerçekten Suriye bu gün ne halde tam ateş çemberi içinde.
 

Milletin Alınteri Bir Avuç Rantiyeciye Akıyor

 

Sadece dış politika mı? Maalesef, Türkiye, Gelir dağılımındaki adaletsizlikle, Yüzde onları aşan işsizlikle, Rüşvet ve yolsuzlukla, Ahlaki kokuşmuşlukla da ekonomi büyük bir felaketin içine sürüklemiştir. Şükür ediyoruz ki, gücünü geçmişten alan bir kadro yani saadet partisi var. Son yıllarda kazanan hep rantiye olmuştur. İşte Halkla kucaklaşma programımızda bir kez daha gördük. Esnaf perişan, çiftçi perişan, emekli perişan, memur perişan… Koskoca bir milletin alınteri, bir avuç rantiyeciye akıyor. Koskoca Türkiye 400-500 aile için ter döküyor, can veriyor. Sadece birkaç rakama bakmak bile milletimizin durumunu anlavmak için yeterli: On yıl önce, mahkemelerimizde 9 milyon icra dosyası vardı, bugün 22 milyon icra dosyası var. On yıl önce, vatandaşın bankalara olan borcu 6.5 milyardı! Bugün 330 milyar. On yıl önce, kişi başına düşen 3.210 dolar idi. Bugün kişi başına düşen toplam borç 8.520 dolar. On yıl önce son 20 yılın işsizlik ortalaması yüzde 6.6 idi. Bugün yüzde 10.5’tir. Gerçek işsizlik ise yüzde 20’nin üzerinde. Sayısal olarak altı milyon kadar insanımız işsiz. İşsizler ordusunun 900 bini üniversite mezunu gencimizdir. 330 bin öğretmenimiz tayin bekliyor. Buna karşılık 110.000 okulumuz da öğretmen bekliyor. 47 bin öğretmenimiz ücret karşılığı (asgari ücrette) ders veriyor. Mademki bu öğretmenlerimiz ders verebiliyor. Neden kadrolu değil de, ücret karşılığı (asgari ücretle) çalıştırılıyor? Çünkü ücretli çalıştırmak, Devlet için ucuza geliyor. Zira kadro maaşı ile asgari ücret arasındaki fark Devlet’e kalıyor. Yani Devlet, bu 47.000 öğretmenimizin alın terinin yarıdan fazlasını gasp ediyor.

 

Topyekün üretim seferberliği başlatacağız

 

Buna karşılık Devlet Bütçesi’nden her yıl faiz lobisine ortalama 50 milyar TL ödeniyor. 2015 yılı Bütçesinde bu miktar, yani faiz ödeneği 55 milyar TL’dir. Demek ki millet yine rantiye için çalışılacaktır. Öte yandan “IMF’ye olan 23 milyar doları biz ödedik” diye propaganda yapılıyor. Ama aynı dönemde 420 milyar dolar yeni borçlanmayla toplam borcun 650 milyar dolara çıktığı söylenmiyor. On yıl önce, tarımda kendi kendine yeten bir Türkiye vardı. Bugün Arjantin’den mısır, Ukrayna’dan buğday, Şili’den Angus ithal eden bir Türkiye var.  Anadolu’yu gezdiğimizde görüyoruz ki, Ankara’nın gündemi başka, milletin gündemi başkadır. Ankara bir tıkım yolsuzlukların, pisliklerin üzerini öretmeye çalışırken, Anadolu işsizlikle ve yoklukla uğraşıyor.

 

Saadet Partisi İktidara Gelince Neler Yapacak

 

Anadolu bizi bekliyor. Elazığ Saadet’i bekliyor. Peki Saadet Partisi gelince ne yapacak. Bu bozuk düzene çeki düzen vereceğiz. Saadet Partisi iktidara gelir gelmez ‘Adil Bir Düzen Kuracaktır’. Gelir dağılımındaki adalet sağlanacaktır. İktidara geldiği gün, emeklinin, işçinin ve memurun mutfağındaki yangını söndürmek için bir maaş ikramiye olarak verilecektir. Sonra tıpkı 1996’da yaptığımız gibi, Hazine’nin durumu, gözden geçirilecek ve bu artış sürekli hale getirilecektir. Asgari ücretten vergi alınmayacaktır. Bu, asgari ücretin % 50 artırılması demektir. Bilindiği gibi bugün asgari ücret 949.-TL açlık sınırı ise 1.400 TL. Asgari ücretin açlık sınırının altında tespit edilmesi sosyal devlet bakımından asla kabul edilemez.

Elbette biliyorum, bu aşamada birileri çıkıp “İyi de parayı nereden bulacaksınız?” diyecektir. 1996 yılında parayı nerelerden buldu isek yine oralardan bulacağız. Bunun hesabı yapılmıştır. Örneğin, buraya kadar saydığımız harcamaların toplamı 2015 Bütçesi’nde faiz lobisi için ayrılan 54 milyarın beşte birinden bile daha azdır. Sosyal yardımlara istikrarlı biçimde devam edilecektir. Vatandaşlarımızı sadaka ile kandırıyorlar. Taşeron işçiler kadroya geçirilecek; böylece, sosyal hukuk devleti için bir yüz karası olan çağdaş köleliğe son verilecektir.

 

 

Yasal Kirlenmeyi Önlemek İçin Anayasayı Değiştireceğiz

 

Anayasa değişikliği ile bir yandan Meclis’in kirlenmesi önlenecek, diğer yandan da milletvekilleri daha çok çalıştırılacak, böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi, toplum katında daha saygın hale getirilecektir. Bunun için; Bakanlar hakkındaki yolsuzluk soruşturmaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ad çekme yoluyla belirleyeceği dokuz kişilik bir yüksek hâkimler kurulunca yapılacaktır. Yasama dokunulmazlığı kürsü sorumsuzluğu ile sınırlı tutulacaktır. Üçüncü olarak, mazeretsiz biçimde Meclis çalışmasına katılmayan Milletvekili’nin katılmadığı günlere tekabül eden maaş kısmı kesilip Hazineye devredilecektir.

 

Tutmadık El, Dokunmadık Yürek Bırakmayacağız

Bu işler heyecan işidir. Bu işler inanç işidir. Bu işler azim işidir. Bu işler iman işidir. Bizim amacımız da, hedefimiz de bellidir; Kısacası: Hukukta adalet, Kazançta bereket, İnsanda fazilet, Temiz toplum, temiz siyaset, Dünyada Saadet. Ayakkabısı delik Recep amca için üzülmek yetmiyor. Soma’da, Ermenek’te kaybettiğimiz canlar için ağlamak yetmiyor. Çünkü önemli olan ne kadar ağladığımız değil, ne kadar çalıştığımızdır.  Şimdi bunun için önümüzde tarihi bir fırsat var. Sadece 4 ayımız kaldı. Bu 4 aylık süre içinde takatimizin sonuna kadar koşuşturacağız. Kapı kapı dolaşacağız. Tutmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacağız. Milletimizle el ele verip bu bozuk düzeni, bu soygun düzenini değiştireceğiz.

Etiketler :
Super Admin

It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

ad image
ad image
Yorumlar

ad image
ad image